Ülkenin haline baktıkça “iyi ki geçmişte aklıselim insanlardan oluşan o kurucu irade varmış da Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli onlar sayesinde çağdaş bir çizgi üzerine oturtulabilmiş” diye düşünüyor, şükrediyorum.
“Ya onlar da olmasaydı…” diye düşünmek bile kimyamın bozulmasına sebep oluyor açıkçası.
Korktuğum başka ihtimaller de var elbet…
Hele onlardan biri var ki; aklıma her geldiğinde beni afakanlar basıyor, boncuk boncuk terletiyor, o derece yani!
Sanki aklımdan geçen o ihtimali düşününce sadece o anımı zehirlemeyecek, aklımdan geçen o şey geçmişe de sirayet
edecek ve sorumlusu ben olacakmışım hissine kapılıp korkuyorum.
O ihtimali yazarken hızlı hızlı yazıp geçeceğim.
Siz de okurken o kısmı hızlı hızlı okur geçersiniz artık!
Zira Lozan’ı, Sevr’i gündeme taşıyanları dinledikçe biraz önce bahsettiğim o ihtimal daha bir korkutucu oluyor.
Yazıyorum, hazır mısınız?
Lütfen Dikkat!
Aşağıdaki cümleyi hızlı okumanız şiddetle önerilir.
Ya Cumhuriyetin kuruluş yıllarında kurucu iradeyi bugünkü ülke yönetiminde
bulunanlar temsil etseydi…..?