Hukukun tesir edemediği, yargının dokunamadığı siyasetçiler, bir kez olsun kulak kabartıp sokaktaki vatandaşın sesini dinleseler, aynaya bakmış gibi olacak içine düştükleri vaziyeti görecekler belki.

Ne var ki onlar, halkın kulu/kölesi ve hatta hizmetçisi olduklarından kendilerinden başkasını gözleri görmüyor!

O derece yani…

Oysa halkın kul/köle, hizmetçi gibi bir arayışı, beklentisi de yok ayrıca.

Halkın tek arayışı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yakışır ciddiyette devlet adamı.

Buna da hakları vardır herhalde!

Lafı şuraya getirmek istiyorum aslında:

Sokaktaki vatandaşın aklı iyiden iyiye karışmış haberiniz ola…

Nasıl karışmasın arkadaş!

Evet diyen neye evet, hayır diyen neye hayır dediğini bilmiyor.

Okuyan toplumlarda böylesi garip durumlara pek rastlanamaz belki ama bizim gibi okumayı zûl olarak gören toplumlarda gayet doğaldır.

Kulak kabartıp sokaktaki vatandaşın sesini dinleyin demiştim ya…

İşte o vatandaşların kafası sadece evet/hayır konusunda değil, darbeden bu yana OHAL, KHK gibi alışık olmadıkları kavramlarla yaşamak zorunda kaldıkları için de ayrıca ve bir hayli karışık!

Bazıları özetle şöyle düşünmeye başlamış:

15 Temmuz’da yaşadığımız şey Ortaçağ atığı FETÖ’nün DARBE GİRİŞİMİ değil de hedefine ulaşmış bir DARBE miydi yoksa?

Yahu arkadaş o FETÖ teröristi madem başarıya ulaşamadı da neden 15 Temmuz’dan beri meclis saf dışı bırakılmış halde ve hala KHK’lerle yönetiliyoruz?

Hadi tüm bunları geçtik…

FETÖ Terör Örgütüyle daha rahat mücadele edebilmek için OHAL’i de ilan ettik ve

yasamayı rafa kaldırıp, ülkeyi Kanun Hükmünde Kararnamelerle yönetmeye debeleniyoruz…

E be kardeşim…

Madem ülkeyi normal şartlarda yönetilemeyecek hale getirdik de bir eksiğimiz yeni anayasa yapmak mıydı?

Sırası mıydı şimdi?

Bu acele niye?

Talandan mal mı kaçırıyoruz?

OHAL ortamından demokratik bir anayasa çıktığı nerede görülmüş?

Adeta “bul karayı al parayı” oynarcasına hakîmleri, savcıları, polisleri bir oyana bir bu yana atıp tutmaya devam ederken sırası mı şimdi referandum meferandum?

İşte sizin kulak ardı ettiğiniz sokaktaki vatandaşın haklı olarak kendi kendine sorduğu sorulardan bazıları…

Daha neler var neler de…

Varın onları da kendiniz dinleyin vatandaştan!