Farkında mısınız, yine çok sık duymaya başladık şu "BİZİ KISKANIYORLAR" söylemini…
Galiba bir kısmımız bu söylemi duyduğunda, gerçekten ciddiye alıyor ve ‘Osmanlı yeniden doğuyormuş’ hissine kapılıyor.
Hatta ‘15 senedir doğmuş da her an şaha kalkacak’ havalarına dahi girebiliyor kimilerimiz!
E tabi durum böyle olunca kılıç kuşanıp en yakın sınır kapısından komşulara sefer düzenleyecek seviyede testosteron salgısı da kendiliğinden tavan yapıyor!
Sınıra koşma seçeneği biraz külfetli haliyle…
Ama alternatif yöntemler bulunuyor her seferinde!
Testosteron baskısı dayanılmaz hal alınca da…
Harekete geçiriyor karanlığın sapkın neferini işte o kimyasal karışım.
Bazen yolcu otobüsünde genç bir kadına bazen bir parkta karnı burnunda korumasız hamile bir kadına tekme oluyor.
Bazen de yaratılışın kâinattaki en büyük suçu diye tanımlanabilecek iğrençlikte bir el olup sabi sübyan bedenlere yöneliyor akıllara durgunluk verecek pişkinlikle.
Ne zaman ve nerede ortaya çıkacağını kestirmek zor anlayacağınız.
Her gün aramızda dolaşıyorlar oysa.
Her yerdeler…
Kimi kuytularda silah talimi yaparken referandum sonrası için tehditler savuruyor, kimi cezalandırılmayacağından emin, palasını biliyor!
‘Silahlanın’ çağrısı yankılanıyor zihinlerde, kana susamış dudaklardan dökülen!
Hoşgörü adım adım tahammülsüzlüğe, sevgi nefrete dönüşüyor karanlık zihniyetin temsilcilerinin güdümünde.
Soracak olsanız sorumlusu kimse değil tüm bu acayipliklerin!
… ve bilindik o tek cevap yapıştırılıyor suratınıza; ‘BİZİ KISKANIYORLAR’
Peki ya neyimizi ve niçin?
Matah neyimiz kaldı ki kıskanılacak?
Aslında, karanlığın siyasal temsilcisi olan malum siyasi parti ülkenin başına musallat olmadan önce gerçek anlamda kıskanılacak bir takım şeylerimiz vardı elbet.
Bunların başında tek vücut millet olma irademiz geliyordu kuşkusuz.
İzlenen bölücü, ayrıştırıcı politikalarla şimdilerde eser kalmadı o birlik beraberlik ruhundan.
İnancımız pay edildi yaşadığımız bölgelere, etnik aidiyetimize, meşrebimize göre, ayrı ayrı...
Bölük pörçük olduk!
Referanduma gideceğiz denildi. Halka soracağız dediler; önümüze iki tercih koyuldu, tercihlerden biri terörist ilan edildi.
Ortadan iki olduk!
İşte şimdilerde birlik beraberliğimiz bu vaziyette…
Caydırıcı gücüyle Türk Silahlı Kuvvetlerimiz vardı mesela. Gerçekten kıskanılacak yetenekteydi!
Genelkurmay Başkanı da dahil vatansever tüm generalleri, subayları zindanlara atıp orduyu tasfiye ettiler.
Kozmik odanın kapıları aralanıp tüm askeri sırları uçurdular yabana…
Ha bir de tekstil sektöründe dünya ölçeğinde rekabet edebilir seviyedeydik. Şimdilerde esamemiz okunmuyor.
Tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yetebilen nadir ülkeler arasında gösteriliyorduk.
15 Senelik AKP iktidarlarının üstün başarısı sayesinde Anguslarla, Limuzinlerle tanıştık. Samanı dahi dışarıdan ithal eder duruma geldik.
Gel gör ki; çekemiyor, KISKANIYORLAR BİZİ...
Acaba diyorum…
Acaba millet olarak bizim de birilerini kıskanacağımız günler olacak mı?
Mesela bizi kıskanan Avrupa ülkelerini, ABD’yi, Çin’i…
Yoksa şimdilik sadece Barzani ve sınırlarını bilemediğimiz çiçeği burnunda Kürdistan’ı kıskanmakla mı yetineceğiz!
Ya da Afganistan, Pakistan, Sudan, Suudi Arabistan, Katar kıskançlığıyla mı...
