internet haber sitesi
Reklamı Geç
Seçim yerine kaos hazırlığı mı?
Tamer Duran

Seçim yerine kaos hazırlığı mı?

 

Erken ya da baskın seçim tüm emareleriyle ortada iken AKP kurmaylarının korkuya dayalı panik hali normal süresinde dahi seçime gidilme olasılığını zayıflatıyor.

Bu kesinlikle kişisel kanaat değildir.

17 yıldır süregelen AKP iktidarlarının kişisel çıkarlar üzerine kurulu icraatları bu sonucu iktidar açısından zorunlu kılmaktadır!

Demem o ki; AKP, kaybedeceğini bildiği bir seçimin gerçekleşmesini ne pahasına olursa olsun engellemeye çalışacaktır.

Yapılan son kamuoyu araştırmalarının tümü AKP’nin önümüzdeki seçimlerde rekor farkla yenilgiye uğrayacağını öngörüyor. Bu öngörüyü demokrasi yolunda normalleşme ve hatta yönetimsel anlamda rutin görev değişimi olarak yorumlamak elbette mümkündür.

Ancak bu o kadar kolay değil!

Demokrasi anlamında normalleşme AKP’nin sonu anlamına geleceği için mevcut iradenin demokrasiyi ve hukuku tamamen rafa kaldırıp devlet gücünü faşizan yöntemlere havale etmesi en güçlü ihtimal olarak apaçık ortada.

İşin sonu OHAL şartlarının devamlı hale getirilerek rakiplerin sindirilmesine cüret etme noktasına mı gelir yoksa daha ötesi diyebileceğimiz, ülke bir şekilde savaşa sokularak ‘savaş şartları’ bahane edilip bir oldubitti ile topyekün rejim değişikliğine mi gidilir bilinmez.

Bilinen tek şey var ki; tarih böylesi ortamlarda neler yapılabildiğine dair örneklerle doludur.

Kısacası; yakın tehlike yanı başımızdadır!

Bu noktaya nasıl gelindi konusuna değinmek istemiyorum. Zira bu konu gerek basında gerekse yazılan onlarca kitapta ziyadesiyle işlendi.

Şu an için önemli olan; yakın tehlikenin hangi yolu izleyerek pratiğe dönüşeceğini en doğru şekilde öngörebilmek ve bu konuda kamuoyunu zamanında uyarmaktır!

Evet, iddia ediyorum:

Ülkede bırakın erken seçimi yaklaşmakta olan 2023 seçimlerine dahi normal şartlarda gidilmesi mümkün görünmemektedir!

Son yerel seçimlerde dahi neler yaşandığını hep birlikte yaşayarak gördük.

İktidarın korku iklimi yaratarak ‘BEKA’ söylemi üzerinden siyasi rant sağlama çabası, tehdit, şantaj, iftira, galiz hakaret dolu söylemler ve daha akla hayale gelmeyecek bin bir türlü çirkinlik gırla gitti.

Ancak tüm bu gayri ahlaki siyaset, ülkenin talan edilmesinde rant payı yüksek olan Ankara, İstanbul gibi belediyelerin kaybedilmesini engelleyemedi. Çünkü seçim eşit şartlarda olmasa bile bir şekilde yapıldı!

Özellikle İstanbul seçiminde seçmen iradesinin ayaklar altına alınmış olması, önümüzdeki genel seçimlerde millet iradesine karşı mevcut iktidarın direncinin hangi boyutlara varabileceğine dair yeterince ipucu veriyor.

AKP iktidarının, Kaybedilen Büyükşehir Belediyelerinin elini kolunu bağlama, alınacak kararları engelleme, yetki gaspı gibi icraatları da ortada iken genel seçimlerin demokratik ortamda yapılabileceğini düşünmek safça bir yaklaşım olacaktır.

Bu bağlamda alelacele gündemin en tepesine oturtulan Kanal İstanbul projesi tartışmalarını düşününüz!

‘Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ ile boğazların egemenliğinin ülkemize verilmiş olmasına ve bu sözleşme ile özellikle savaş durumunda inisiyatifin tamamen Türkiye'de olmasına olanak sağlanmış olmasına rağmen tüm bu kazanımları ortadan kaldıracak bir projede niçin ısrar edilmektedir?

Mesela bu ihanet projesi ABD'nin Karadeniz'de hakimiyet sağlama projesi olabilir mi?

Şayet öyle ise böylesine teslimiyetçi bir ödün niçin verilmiş olabilir?

İç siyasette halk nezdinde tüm güveni, itibarı tüketmiş bir siyasi oluşumun 30 kilometre olan boğaz geçişini 47 kilometreye çıkaracak olan Kanal İstanbul projesini en hararetli gündem olarak önümüze sürmesi siyasi atmosferin ‘YAP BOZ’ oyunu ile yeniden tanzim kurnazlığı değilse nedir?

Talan ekonomisinin yarattığı işsizlik, sefalet, ekonomik sebeplerle yaşanan intihar vakaları, Tank Palet Fabrikası’nın peşkeş çekilmesi, kadın cinayetleri, yolsuzlukların tartışılması yerine Kanal İstanbul’un gündemde ilk sıraya oturtulması başka hangi sebeple izah edilebilir?

Tüm bunların yaşandığı ortamda erken, baskın ya da normal süresinde yapılacak bir seçimin adil ve demokrasi şöleni havasında gerçekleşebileceğini kim iddia edebilir?

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
İran’da eylemcilere idam kararı onaylandı
İran’da eylemcilere idam kararı onaylandı
Şebnem Korur Fincancı gözaltına alındı
Şebnem Korur Fincancı gözaltına alındı