internet haber sitesi
Reklamı Geç
'Adalet Yürüyüşü' meğer adalet terazisinin ayarını bozuyormuş!
Tamer Duran

'Adalet Yürüyüşü' meğer adalet terazisinin ayarını bozuyormuş!

AKP Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakçı Kan, Ağrı'da İHA'ya açıklamalarda bulunuyor ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara'dan başlattığı 'Adalet Yürüyüşü'nü anlayamadığını ifade ediyor!

Şaşırmadım...

Anlayabilmiş olsa, genel başkan yardımcılığı seviyesinde görev üstlendiği partisinde muhalefetten önce kendi itiraz ederdi! İtirazına yanıt alamayacak olsa belki de görevinden feragat ederdi!

Bu aynı zamanda siyasi ahlakın da gereği olduğu için henüz anlayamamış olduğunu koşulsuz kabul etmemiz gerekir!

Peki ya partisinin genel başkanı anlayabilmiş mi?

...

'HAYIR' diyesim geliyor ama demeyeceğim...

İyisi mi AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım'ın 'Adalet Yürüyüşü'nü anlayıp anlamadığına kendi ifadelerine bakarak karar verelim.

Gazetecilere 'Adalet Yürüyüşü' ile ilgili ilk kez Ankara'da açıklama yapan Yıldırım, "Sokakta adalet aranmaz. Sokağa inmek, sokağa çağırmak en hafifinden sorumsuzluktur" diyor.

Bununla da yetinmiyor Sayın Yıldırım, "Dokunulmazlıkların kalkmasının sonucunun yargılama olacağını Sayın Kılıçdaroğlu baştan biliyor. Gösterdiği tepki anlamlı da doğru da değil"diyerek hatırlatmada da bulunuyor.

Konu adalet ve hedefte de 'Adalet Yürüyüşü' olunca özellikle Adalet Bakanı'nın söz konusu yürüyüşü anlayıp anlayamadığına bakmadan olmaz.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Başbakan Yıldırım'dan kısa bir süre önce konuyla ilgili yazılı açıklama yapıyor.

Açıklamasında, yürüyerek ya da sokakları hareketlendirerek adalet terazisinin ayarını bozmanın mümkün olmadığını belirtiyor.

Sayın Bozdağ'a göre Kılıçdaroğlu, yürüyerek adalet terazisini bozmayı hedeflemektedir!

Bakan, niçin yüründüğünden çok yürüme eyleminin partisine etkileri ile ilgileniyor belli ki.

Oysa ki bu tür eylemler diğer tüm yasal yolların tüketilmesine rağmen düzelme görülmeyen hususlarda başvurulan yöntemdir ve Kılıçdaroğlu da bunu yapmaktadır.

Kaldı ki referandum sonuçlarını, baskıyla eşi benzeri görülmemiş şekilde tersine çeviren bir sürecin yaşanmış olması dahi böyle bir demokratik eylem için tek başına haklı gerekçe sayılabilir.

Dayanağı da Anayasanın 34. maddesidir!

Yürütmenin yargı üzerindeki baskısı, başta yargı mensupları olmak üzere tüm vatandaşlar açısından tahammül sınırların çok ötesine geçmişken normal şartlarda varlığını sürdürmesi mümkün olmayan AKP gibi siyasi oluşumların mensupları, elbette 'Adalet Yürüyüşü' gibi demokratik bir siyasi eylemi anlayamayacak, anlamak istemeyeceklerdir!

Dolayısıyla, Sayın Ravza Kavakçı Kan, Başbakan ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın, 'Adalet Yürüyüşü'nü anlamak istemeyişlerini AKP'nin varlığını sürdürebilmesi için içine düştükleri acziyetin ifadesi olarak görüp, belki de "yav he he" deyip geçiştirmek mi gerekir?

Bilemedim! 

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
İran’da eylemcilere idam kararı onaylandı
İran’da eylemcilere idam kararı onaylandı
Şebnem Korur Fincancı gözaltına alındı
Şebnem Korur Fincancı gözaltına alındı