MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin bu akşamki açıklamasını, milyonlarca MHP’li seçmen gibi bir gazeteci olarak ben de merakla bekledim.

Zira Bahçeli, izlediği tutarsız politikalarla sadece kendi siyasi hayatını bitirmiyor, genel başkanı olarak siyaset yaptığı partisini de hızla yok ediyordu.

Böyle durumlarda insanın aklına bin bir türlü şey geliyor doğal olarak!

At izinin it izine karıştığı bir ortamda nasıl gelmesin ki…

Nitekim bunlardan bazılarına sosyal medyada rastlamak mümkün ki Sayın Bahçeli de beklenen açıklamasını sosyal medya üzerinden yaptı!

Merakla beklenen açıklamasında, MHP’yi niçin intihara sürüklediğine dair ipuçları aradım.

Her zamanki gibi muğlak, mistik görünüme sokularak sunulan klişe ‘DAVA’ söylemleri ve devam eden lüzumsuz bir sürü laf kalabalığı arasında gizliydi aradığım şey.

Yanılmamışım; Devlet Bahçeli, sadece kendini değil, yarım asra yakın geçmişi olan MHP’yi de tasfiye ediyordu!

MHP Lideri'nin, “Biz de taban yoktur, dava arkadaşlarımız vardır. Biz de tavan yoktur, ülkücü şuur hakimdir.” şeklindeki ifadesiyle MHP’nin misyonunu tamamladığına dair önemli bir ipucu veriyordu.

“Bizde taban yoktur” ve “bizde tavan yoktur” ifadelerini birlikte düşününce AKP’nin siyasi tarihindeki Devlet Bahçeli’nin rolü ve etkisi daha net görülebiliyor.

Bahçeli’ye göre; aslında MHP bitmiştir ve MHP diye bir parti yoktur!

Şayet gerçekten böyle düşünüyorsa, Türk siyaseti için durum tahmin edilenden de vahim demektir!

Parti teşkilatı olarak lider boşluğu acilen doldurulamazsa MHP’nin gerçek anlamda biteceği açıktır.

Önlem alınmazsa partinin, MHP amblemli bir tabela partisi durumuna düşmesi kaçınılmaz olacak ve siyaset sahnesinden silinip gidecektir.

Bahçeli, açıklamasında şöyle diyor: "Rejimi riske sokan siyaset ittifakının mahzeninde uzun süre Cumhuriyeti hedef alan tehditler mayalanmıştı." diyor ve ekliyor: "Buna bütünüyle sünger çekeceğiz."

O halde sormak gerekmez mi; Rejimi riske sokan, Cumhuriyeti hedef alan tehditleri mayalayanlarla bütünleşerek mi sünger çekeceksiniz?

Bunu teslimiyetle mi gerçekleştireceksiniz?

Demokratik, Laik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetinin ve Türk milletinin egemenliğini bir tek kişiye teslim ederek mi sünger çekeceksiniz?

Lideri konumunda bulunduğunuz MHP, fırtınaya tutulmuş yelkenli gibi sağa sola savrulurken dümeni tutup dalgalara direneceğinize niçin güçlünün önünde eğilmeyi hatta MHP’yi seçmeni ile birlikte AKP’ye devretmeyi tercih etmektesiniz?

MHP seçmeninin ya da sizin deyiminizle DAVA arkadaşlarınızın iradelerini tek adam sultasına devretmeye hazır olduğu kanaatine nasıl vardınız?

Görmüyor musunuz, sizin yok dediğiniz MHP tabanı kaynıyor?

Hiçbir şey için geç sayılmaz elbet…

“Yanlışın neresinden dönülürse kârdır.”