internet haber sitesi
Reklamı Geç
Ölüm
Erol Duran

Ölüm

Ben ölümü babamla tanıdım. Annem öldüğünde, artık ölümden korkmuyordum.  Ölüm, acımasız bir gerçek… Ne zaman yakanıza yapışacağı belli olmaz. Onun için ölüme hep hazır olmaya çalışırım. O sadece sizden sevdiklerinizi almaz, sizi de aynı umursamazlıkla alır.

Planlarınız, projeleriniz, sevdikleriniz ve hatta sevmedikleriniz öylece kalır. Her şeye nokta koyarak gidersiniz. Dönüşü de yoktur.

Bu kadar kesin ve gerçek bir gidişle yüz yüze olan bizler; bir hazırlığımız var mı dersiniz? Biliyorsunuz sinekler de ölür, dev çınar ağaçları da!

Yaşam denen sürecin muhasebesini biz yapamayız. Bizim yaşamımızın muhasebesi bizden sonra, birileri tarafından yapılır. Biz sadece o sürecin içinden geçip gideriz. Kimileri yolculuğunu yalnız yapar, kimileri milyonlarla yürür o yolu. Kimileri sesini öyle yükseltir ki, onu duymayan kalmaz. Kimilerinin sesini belki de hiç kimse duymaz. Aynı yoldan geçerler ama aynı rayda yürümez ve aynı frekansta buluşmazlar.

Dünya öyle kurulmuş ki, çoğu kimse kimseyi beğenmez, burun kıvırır sürekli! O kadar kıvırır ki, bu kıvırmalar tik haline gelir ve diğerlerine alay konusu olur. O diğerleri de hep alaycıdır, insanlar onlara nefretle bakar. Nefret, alay, burun kıvırma endüstrileştikçe tek tip soytarılar, yalakalar üremeye başlar. İşte size tepeden bakanlar bunlardır. Fakat merak etmeyin, ölüm onları da olmadık yerde yakalar ve içselleştirir. Onların da izi kalmaz… Onlar iz bırakamazlar.

Öyle ölenler vardır ki (aile yakınları bu örneklerin dışında) hiç ölmeyecek gibi yaşarlar. Mevlana, Hacıbektaş Veli, Pir Sultan, Fatih Sultan Mehmet, Mustafa Kemal Atatürk… Bunlar hiç ölür mü sizce? Ölüm, asla insanların izini silemez. İz bırakanlar yaşamaya aynen devam eder. İz bırakamayan, ertesi günden itibaren unutulmaya mahkûmdur.

Ölenler geri gelmez ama varsa ölenlerin eserleriyle buluşabilirsiniz. Yine birlikte yaşayabilirsiniz.

Bakın, Tarık Akan öldü! Bakırköy halkı ve sevenleri yalnız bırakmadı. Onun mücadelesi, konuşmaları, eylemleri canlıydı ve salonu yine o doldurdu. Sevenleri de onu, yaptıklarıyla konuştu. Aslında konuşan, konuşturan oydu!

Bir Yaşar Nuri Öztürk geçti dünyamızdan, unutulmayacaktır.  Eylemleriyle, söylemleriyle, eserleriyle hep yaşayacaktır. Ölüm onun da izini silememiştir.

Ölüm o kadar da korkulacak bir şey değil. Ölümün de ölümü vardır elbet! Ama biz henüz onu bilmiyor olabiliriz. Bir bakıma da biliyoruz. Dünyada öldürülecek canlı kalmadığında, sıra ölüme geleceği kaçınılmazdır. Evet, kaçınılmaz son işte budur!

Ben korkmuyorum, siz korkuyor musunuz ölümden?

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
İran’da eylemcilere idam kararı onaylandı
İran’da eylemcilere idam kararı onaylandı
Şebnem Korur Fincancı gözaltına alındı
Şebnem Korur Fincancı gözaltına alındı