Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Ahmet Şık 26 Aralık 2016 tarihinde İstanbul'daki evinden göz altına alındı. Şık gözaltına alındığını şu tweet ile duyurmuştu:
Gözaltına alınıyorum. Bir twittle ilgili olarak savcılığa götürülecekmişim.
Şık 29 Aralık 2016'da gözaltına alındı, daha sonra tutuklandı. Ardından ilk kez mahkemeye 24 Temmuz 2017 tarihinde çıkarıldı.
Duruşmanın ilk gününde sanıkların kimlik tespiti yapılırken mal varlığı soruldu. ‘Tek dikili ağacım kızım' cevabını verdi.
Şık 24 Temmuz 2017 tarihinden 9 Mart 2018 tarihine kadar çeşitli seferler mahkemede savunma yaptı. Bu savunmalarda ağırlıklı olarak davanın içeriğine ilişkin konuşmadı. Yargılamanın usulüne değindi ve hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayan bir yargılama olduğunu anlattı. Zaman zaman mahkeme heyeti ile gerildi. Bir kez salondan dışarı çıkartıldı.
İlk duruşmanın görülmeye devam ettiği 26 Temmuz 2017 tarihinde duruşma savcısı ile arasında şu diyalog geçti:
Savcı: İddianameyi okumadınız mı?
Pek dikkate almadım.
Söz konusu duruşmanın devamında şu ifadeler yer aldı: Ben yazımın sansürlendiği, ya da başka bir arkadaşımın yazısının sansürlendiği yerde çalışmam, istifamı basar giderim. Ben sansür be otosansürü demokrasiyi baltalamaya yönelik bir girişim olarak görür, orada çalışmam.
Mahkeme Başkanı: Gazetecilik sınırsız özgürlük müdür?
Sınır gazetecinin hakikatle iliskisi ve kamu yararıdır.
Mahkeme Başkanı: İddianamenin takıldığı bazı yerler var.
Ahmet Şık: En iyisi siz o iddianameyi çok kaale almayın.
Haberlerle ilgili dava açma süresi 4 aydır, bunu bilmeyen savcı hukuk fakültesini yeniden okumalı.
3 gündür bu davanın saçmalığını arkadaşlarım anlattı, aslında içeriğine dair söyleyeceğim bir şey yok.
Cumhuriyet Gazetesi davasında 20 sanık bulunuyordu. Söz konusu sanıklardan Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay ve Ahmet Kemal Aydoğdu tutuklu yargılanmaya devam edecekler. (SÖZCÜ)