internet haber sitesi
Reklamı Geç

Dilek Doğan davasında savcı mütalaasını açıkladı

Terör örgütüne yönelik operasyon sırasında yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Dilek Doğan davasında mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, sanık polisin “taksirle ölüme neden olmak” suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapsini istedi. Savcının "Taksiren öldürme" suçundan ceza istemesi ailesi, avukatları ve CHP Milletvekili Barış Yarkadaş tarafından eleştirildi. Ağabey Emrah Doğan'ın açıklamalar sonrası metrobüse binmek üzereyken polis tarafından gözaltına alındığı öğrenildi.

Dilek Doğan davasında savcı mütalaasını açıkladı
Dilek Doğan davasında savcı mütalaasını açıkladı admin

İstanbul Sarıyer’de DHKP-C'ye yönelik terör operasyonu sırasında baskın yapılan bir evde yaralanan ve kaldırıldığı hastaneden hayatını kaybeden Dilek Doğan’ın ölümüne ilişkin hakkında dava açılan polis memuru Y.M.'nin yargılanmasına devam edildi.Dilek Doğan davasında savcı görüşünü açıkladıİstanbul 12'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde kapalı oturumda görülen 6'ıncı duruşmaya sanık polis memuru Y.M. katılmadı. Y.M.'yi avukatı temsil ederken, Dilek Doğan'ın annesi Aysel Doğan ve babası Metin Doğan ile avukatları salonda hazır bulundu.

Mahkeme heyetinin, olay anı görüntülerinin çekimini yapan kamera kaydında silindiği tespit edilen bölümlerin kurtarılıp kurtarılamayacağına dair Jandarma Kriminal'den beklenen raporun ve kurtarılan görüntülerin dava dosyasına ulaştığını açıkladığı belirtildi. Doğan'ın avukatlarının söz alarak, görüntülerin duruşma salonunda izlenmesini talep ettiği, bunun üzerine, görüntülerin duruşma salonunda ilk kez izlendiği öğrenildi.

“ANNE VE BABA GÖRÜNTÜLERİ İZLEYEMEDİ”

Salonda görüntüler izlendiği sırada, Dilek Doğan'ın anne ve babasının ağladığı, anne Aysel Doğan “Lanet olsun vurana” diye tepki gösterdiği belirtilirken, anne ve babanın görüntülerin izlendiği sırada dayanamayarak salondan çıktığı kaydedildi.

Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı Asım Ekrem, iddianamede “Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi” suçundan 26 yıl 6 aya kadar hapsi talep edilen sanık Y.M.'nin “taksirle ölüme neden olmak” suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.

“ARAMA SIRASINDA SANIK İLE AİLE ARASINDA TARTIŞMA ÇIKTI”

Nitelikli ve silahlı çatışma çıkabileceği öngörülen bir konuda sanığın öncesinde ve teçhizatlı ekiple birlikte suça konu yere gidip gerekli kontrolleri yaptığı belirtilen mütalaada, “Öngörüler itibariyle riskli olmadığı veya riskin az olduğu düşüncesiyle adli aramaya başlandığı, arama sırasında ev sahipleri ile görevli polis memurlarının amiri konumunda olan sanık arasında tartışma çıktığı” ifade edildi.

“SANIĞIN, ÇATIŞMA ÇIKMA RİSKİYLE SİLAHI HAZIR KORUMA ALMASI MAKUL SAYILMIŞTIR”

İkazlara rağmen sanığa yaklaşılması ve kısmen fiziksel temas sağlanmasıyla oluşan arbede sırasında silahın patlayarak bir el ateş aldığı vurgulanan mütalaada, “Sanığın, silahın basit bir temasla patlamanın öncesinde ateşe hazır konumda olduğunu gösterdiği, açıklanan işin niteliği, sanığın görev ve konumu gereği çatışma çıkma riskiyle ilk başta silahı ateşe hazır konuma almasının makul sayılacağı, ancak gerekli genel kontrollerin yapıldığı ve bir sonraki ekibin aramaya başlayabileceği kararlaştırıldığına göre riskin önemli ölçüde azaldığının sanıkça da değerlendirildiği” belirtildi.

“EYLEM TAKSİR KAPSAMINDA KALMIŞTIR”

Mütalaada, sanığın bu durumda silahı ateşe hazır konumdan alabileceği ancak çıkan tartışma ve arama ortamı nedeniyle bunu gerçekleştiremediği kaydedilerek, çıkan arbedede silahın bilinmeyen ancak anlatımlar itibariyle basit bir temasla ateş aldığı ve merminin tartışmanın dışından kalan Dilek Doğan'a isabet ederek ölümüne neden olduğu anlatıldı. Eylemin bu şekilde taksir kapsamında kaldığı, olay öncesinde taraflar arasında husumete neden olabilecek herhangi bir iddia ve tespitin olmadığı, sanığın kasten eyleme geçmesini gerektiren bir eylemin olmadığı bunun aksini gösteren inandırıcı derecede yeterli delil elde edilemediği belirtildi. Buna göre Dilek Doğan'ın ölümüne neden olan eylemin taksirli hareket sonucu gerçekleştiği vicdani kanaatine ulaşıldığına dikkat çekilerek, “Bunun gerçekleşmesine neden olanların şahsi olarak cezai sorumluluklarının bulunduğu, ayrıca sanığa görevi gereği verilen silahın suçun işlenmesi sırasında kullanılmasının yasal unsur olarak ancak kasten eylemlerde işlenebileceğine” değinildi. Nitelendirilen eylemde yasal koşulların oluşmadığı ve sanığın “taksirle ölüme neden olmak” suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi istendi.

DURUŞMA ERTELENDİ

Mütalaanın açıklanmasının ardından, sanık Y.M.'nin avukatı esas hakkında savunma hazırlamak için süre talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık avukatına esasa dair savunma hazırlaması için süre vererek, duruşmayı 17 Mart 2017'ye erteledi.

AĞABEY GÖZALTINA ALINDI

Savcının talebine yönelik eleştirilerin sıralandığı açıklamada ailesinin yanında bulunan Dilek Doğan’ın ağabeyi Emrah Doğan’ın açıklamalar sonrası metrobüse binmek üzereyken polis tarafından gözaltına alındığı öğrenildi. Ağabey Doğan hakkında yakalama kararı bulunduğu, gözaltı gerekçesinin bu olduğu belirtildi.

resimid_3177385

ANNE AYSEL DOĞAN: BENİM KIZIMI HİÇE SAYDILAR

Duruşma sonrası konuşan Dilek Doğan’ın annesi Aysel Doğan, sanığın korunduğunu belirterek, “Benim kızımı hiçe saydılar. Bir umut bekliyordum. Adalet bekliyordum. Yüreğime bir su serpilir mi diye. Ama resmen korudular” dedi.

resimid_3177390

BABA DOĞAN : ASLINDA BİZ BU SARAYDAN HERHANGİ BİR ADALET ÇIKMAYACAĞINI BİLİYORDUK

Baba Metin Doğan da, savcının neredeyse aileyi suçlu konumuna getirdiğini ifade ederek, “Sanığın avukatı savunma yapsaydı bu kadar savunamazdı. Savcı 2 ila 3 yıllık bir ceza istiyor. Aslında biz bu saraydan herhangi bir adalet çıkmayacağını biliyorduk” diye konuştu.

resimid_3177392

BARIŞ YARKADAŞ: SAVCI NEREDEYSE BERAAT İSTEYECEKTİ

Aileyle birlikte Çağlayan Adalet Sarayı’nın karşısındaki alanda konuya açıklama yapan CHP Milletvekili Barış Yarkadaş da şunları söyledi , “Savcı verdiği mütalaa ile neredeyse sanık polise beraat isteyecekti. Olayın adeta kaza halinde gerçekleştiğine yönelik bir mütalaa koydu ortaya. Oysa ki Dilek Doğan’ın avukatları 40 dakika boyunca yeni çıkan görüntüyü defalarca izlettirip üzerinde yorumlar yaptılar. Dilek Doğan hiçbir suçu olmadığı halde, hiçbir çatışmanın içinde bulunmadığı halde, polise mukavemet göstermediği halde evine girilerek öldürülmüştür.” Yarkadaş, Dilek Doğan’ın öldürüldüğü dönemde Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, “Bizi seçmesseniz beyaz toroslar gelir” dediğini hatırlatarak, “Dilek Doğan beyaz toroslardan inenler tarafından bilerek kasten öldürülmüştür. Ancak ne yazık ki, herşeyin ortada olmasına rağmen savcı, sanığa 2 yıl ile 6 yıl arasında hapis cezası istemiştir. Ve sanık polisin bu cinayeti adeta kazayla yaptığına dair bir mütalaa ortaya koymuştur” diye konuştu.

‘BUNU HUKUKTA, VİCDAN DA KUBUL ETMEZ'

“Bunu ne hukuk kabul eder, ne de içimizdeki adalet duygusu kabul eder. Dilek Doğan’ın ailesi de Dilek Doğan’ın sevenleri de hiçbir şekilde savcının mütalaasını kabul edemezler. Biz burada bütün gün boyunca adaleti aradık, ama akşam 17 sularında bu adalet Sarayı’ndan adaletin çıkmadığı gördük. Bu Adalet Sarayı’ndan isterdim ki bugün adalet çıksın ve bu ülkede bir daha Dilek Doğanlar katledilmesin. Ama bu mütalaa ile birlikte göreceksiniz polisin keyfi tutumu adeta ödüllendirilecek, polis bu keyfi tutumu ile birlikte adeta keyfiliğe davet edilecek ve keyfilik artık adeta ödüllendirilecektir. Bundan sonra hiç kimsenin bu ülkede özellikle bugünkü mütalaadan sonra can ve mal güvenliğinin olmadığı savcının verdiği mütalaa ile birlikte ortaya çıkmıştır.

Bu adliyeden adaletsizlikten ve hayal kırıklığı ile ayrılıyoruz ne yazık ki bu şekilde ayrılıyoruz ve bundan sonra da olabilecek her türlü keyfiyetten de hem adalet bakanının hem buradaki savcıların hem de hakimlerin sorumlu olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz. Ben yaklaşık 5-6 ay önce tek bir şey söylemiştim Dilek Doğan’ın davası için. Arkadaşlar bir şey istiyoruz sadece bir şey istiyoruz Adalet istiyoruz, Adalet istiyoruz, Adalet istiyoruz ama bu Adalet Sarayı’ndan Adalet çıkmıyor ve çıkmayacağı da bir kez daha görülmüştür.”

resimid_3177388

SANIĞIN SON SÖZ HAKKI YOK

Savcının verdiği bu mütalaa ile ne yazık ki dosyanın fiilen kapatıldığını söyleyen Yarkadaş, “Savcının verdiği mütalaada bir kere sanığın son söz hakkı yoktur. Sanık aylardan bu yana hiçbir duruşmaya gelmemektedir. Sanığı bu adliye salonuna getirebilecek hiçbir güç yok. Nerede bu ülkenin Adalet bakanıyla, İçişleri Bakanı sanık polis bu cinayeti işlemene rağmen altı aydır ifade vermeye gelmiyor. Kim koruyor bu polisi?

Eğer bu polis bugün gelip ifade verseydi bu dava tamamlanacaktı. Ama şimdi ne yapılacak sanık son sözünü söylemediği için hakim ceza verse bile Yargıtay bu kararı bozacak ve o polis hiçbir şey olmamış gibi elini kolunu sallayarak yine görevine devam edecek. Bunun adı dosyanın fiilen katılmasıdır.”

AVUKAT: KARAR BÖYLE Mİ OLACAK BİLMİYORUM AMA SAVCININ İSTEDİĞİ…

Davanın avukatlarından Oya Aslan da, savcının verdiği mütalaada, olayın kazayla işlendiğini söylediğini belirterek, “Taksir 2 yıl ile 6 yıl arasında bir cezayı öngörüyor. Mevcut ceza sistemi de 2 yıldan öngörüyor. 2 yıl verip sonra takdir indirimi de kullanarak 1 yıl 6 aya indirip cezayı ertelemeyi düşünüyorlar. Öyle anlaşılıyor. Karar böyle mi olacak bilmiyorum ama savcının istediği buraya götürüyor” ifadesinde bulundu.

OLAYIN GEÇMİŞİ

Dilek Doğan, terör örgütü DHKP/C’nin 10 Ağustos’ta ABD Başkonsolosluğu’na yönelik saldırısının firari şüphelisi H.R.K’nin yakalanabilmesi ve muhtemel başka bir silahlı eyleminin önlenebilmesi amacıyla 18 Ekim’de Sarıyer’de düzenlenen operasyonda yaralanmıştı. Hastanede tedavi altına alınan Dilek Doğan, 7 gün sonra hayatını kaybetmişti. Doğan’ın ölümüne ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında, operasyona katılan polis memuru Y.M.'nin ifadesi alınmış ve tutuklanma talebiyle nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilmişti. Hakimlik, polis memuru Y.M.'nin adli kontrolle serbest bırakılmasına karar vermişti.

İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Sarıyer’de bulunan ABD Başkonsolosluğu’na iki kadın tarafından saldırı yapılması üzerine şüphelilerin aranmasına başlandığı, bu nedenle Dilek Doğan’ın ailesiyle yaşadığı evde de arama yapıldığı anlatılıyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün çesitli birimlerine mensup 13 görevli memurun biri zırhlı, dört sivil araçla adrese gittikleri, sanık polis memuru Y.M’nin aramaya katılan özel harekat grubunun amiri olduğu kaydediliyor. Dilek Doğan’ın öldürüldüğü sırada başka bir odada kayıt yapan polis kamerasından alınan seslerin dökümüne de iddianamede yer veriliyor. İddianamede, sanık polis memuru Y.M. ile şikayetçiler tarafından olayın farklı anlatıldığı, patlama anına ait bir görüntü olmadığı vurgulanıyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürlüğü’nde polis memuru olan sanık Y.M.’nin “İhmali davranışla kasten adam öldürme” suçundan 20 yıldan 26.5 yıla kadar hapis talep ediliyor. Davada, olay gününe ait kayıtların ham hallerinin silindiğinin anlaşılması üzerine tüm görüntülerin kurtarılması için polis kamerası Jandarma Kriminal Laboratuvarı’na gönderilmişti. Jandarma Kriminal de tüm görüntüleri kurtararak mahkemeye sunmuştu. Kurtarılan görüntüler 14 CD halinde mahkemeye yollanmıştı.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
İran’da eylemcilere idam kararı onaylandı
İran’da eylemcilere idam kararı onaylandı
Şebnem Korur Fincancı gözaltına alındı
Şebnem Korur Fincancı gözaltına alındı