Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kapsamında atanan araştırma görevlilerinin 33/a olan daimi statü kadroları KHK ile 50/d olan geçici statüye alınmış, eski statülerine tekrar atama hakkı da üniversitelere bırakılmıştı. Bu da çok sayıda öğretim görevlisinin mağduriyet yaşamasına neden olmuştu. Bunun üzerine YÖK ve ilgili kurumlar çalışma başlatmış ve birçok üniversite kadroları da iade edilmeye başlanmıştı. Ancak geçtiğimiz aylarda çıkan yasaya göre, 1 Ocak 2018 tarihi itibariyle daimi statü kadrosuna geçişler sistem değişikliği nedeniyle durduruldu.

Böylece öğretim üyelerinin daimi kadroya geçmesi için sağlanan süre bu ay sonunda bitecek. Bu zamana kadar da birçok üniversite öğretim üyelerine kazanılmış haklarını geri verirken, bazı üniversiteler hala atama yapmadı.

Öğretim Elemanları Sendikası (ÖGESEN) Başkanı Vahdet Özkoçak, “Devletimize güvenerek hiçbir torpili olmadan akademisyen olmayı başaran binlerce genç, geri dönüşü olmayacak mağduriyetler yaşıyor. Ne yazık ki bu tür uygulamalar bazı bürokratlar tarafından yapılmış ve bir buçuk senedir çözülmesi için mücadele edilmek zorunda kalınmıştır. Bu durum devletimizin güvenilirliğine zarar veriyor ve alın teri ile görevine atanan insanların haklarını elinden sorgusuz alıyor” dedi.

KADROLAR İADE EDİLMELİ

Bu nedenle kadroların iade edilmesinin büyük önem arz ettiğini anlatan Özkoçak, şöyle devam etti: “Bu bağlamda yeni yasalaşan ek 38. Madde uyarınca kazanılmış hakların iade edilebilmesi için yalnızca bir aylık bir süre kaldı. Bu süreç içerisinde YÖK üzerine düşeni yapmış ve kadro iadelerinin yapılabileceğini, bundan çekinilmemesi gerektiğini, sistem değişikliğinin 2018 itibari ile başlayacağını üniversitelere bildirdi. Bazı üniversitelerimiz ve vicdanlı rektörlerimiz genç akademisyenlere kazanılmış haklarını iade etmiş ve etmeye devam etmektedir. Ancak ne yazık ki bazı üniversiteler halen daha hak ederek atanmış ve ülkemizin en yüksek eğitimine sahip bu akademisyenleri işsizliğe terk etmekte ısrar etmekte, doçentlik yolunun engellenmek yerine açılması gerektiğini belirten sayın cumhurbaşkanımızın talimatına karşı gelmektedir. Kalan çok kısıtlı sürede kalıcı mağduriyetler yaşanmasının önüne geçmek adına kadro iade işlemi yapmayan üniversitelerin listesini aşağıda sunuyor ve kazanılmış hakların iade edilebilmesi için girişimlerde bulunarak yardımcı olmanızı rica ediyoruz.

’60 BİN DOKTORALIYA İHTİYAÇ VAR”

Yapılan değişiklikle ortalama 5 bin ÖYP’linin sistem dışı kalabileceğini ve 60 bin doktoralıya da ihtiyaç olduğunu kaydeden Özkoçak, önerilerini şöyle anlattı: “Doktoralı gençlerimizi havuz sistemine alalım. Kendi üniversitesinde kadro olmadığında başka bir üniversiteye gidebilsin. Ya da havuzda özel sektör için bekletelim. Böylece doktoralılarımız işsiz kalmayacak. Üniversitelerde, enstitülerde görev alabilecek.”

‘GENÇ AKADEMİSYENLER HEBA OLACAK’

CHP Milli Eğitim Komisyonu Üyesi Dr. Ceyhun İrgil de konuyla ilgili olarak rektörlere bir mektup gönderdi. İrgil, mektubunda “Birebir sohbet edildiğinde, söyleşi yapıldığında, konferans konuşmacısı iken adalet, kul hakkı konusunda mangalda kül bırakmayan, kendilerinin nasıl zorluklarla profesör olduklarını anlatan rektörler ‘tarihi bir karar’ aşamasındalar. Bir ay sonra ÖYP'liler için sağlanan kadrolar yanacak. Yani bu kadrolar heba olacak ama en önemlisi bu kadroların sahibi genç akademisyenlerde heba olacak. Üstelik kazanılmış hakları gasp edilerek.

Toplumun ve konuyu bilmeyenlerin haberi yok ama eğer rektörler bir ay içinde hakkaniyetli bir karar almazlarsa, “Sezar'ın hakkını Sezar'a” vermezlerse, kul hakkı yiyip, empati yapmayıp, egolarına yenik düşerlerse ve KHK ile yapılmış bir yanlışlığı -yapanların bile fark ettiği bir süreçte- çıkan yanlış kararın fırsatçılığı ile bu genç akademisyenleri kendi kadrolarına (üstelik kullanmazlarsa kimseye yar olmayacak) iade etmezlerse Türkiye binlerce genç akademisyeni kaybedecek. En azından küskün, ülkesine kırgın binlerce genç akademisyenimiz olacak.

Bu haksızlığın ve mağduriyetin giderilmesi için ÖYP’lilerin ya kendi üniversitesinde ya da doktora yaptığı üniversitede kadrosuna iade edilmelidirler. Son karar aşamasındaki rektörler ÖYP konusu hakkaniyet, vicdan ve insani olarak ve kendilerini veya çocuklarını bu genç akademisyenlerin yerine koyarak empati yaparak bir kez daha düşünmeli ve hayatları boyunca taşımakta zorluk çekecekleri vebal altına girmemelidirler. Zira kul hakkı vebali taşınacak bir yük değildir.” (SÖZCÜ)