internet haber sitesi
Reklamı Geç

21. Hukuk, hem babadan hem de kocadan aylığa evet dedi!

ÖLÜM AYLIĞI BAĞLANMASI TALEBİ - HEM DUL HEM YETİM AYLIĞI BAĞLANMASI TALEBİ Davacının Eşinin ve Babasının 02.08.2003 Tarihinden Önce Vefat Etmiş Olmaları Nedeni İle 02.08.2003 Tarihinden Önceki Mevzuatın Uygulanacağı ve Davacının Eşinden Dolayı Almakta Olduğu Ölüm Aylığının “Geçimini Sağlayacak Gelir” Kapsamında Değerlendirilemeyeceğini Göz Önünde Bulundurarak Davacının Babasından Dolayı Alabileceği Aylık Bakımından Eşinden Aldığı Aylık Dışında Başkaca Geliri Bulunup Bulunmadığını Kapsamlı Bir Şekilde Araştırılması ve Yasa Maddelerine Göre Değerlendirme Yapıp Sonucuna Göre Bir Karar Verilmesi Gereği

21. Hukuk, hem babadan hem de kocadan aylığa evet dedi!
21. Hukuk, hem babadan hem de kocadan aylığa evet dedi! admin

T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2019/5191
K. 2019/6224
T. 16.10.2019

ÖLÜM AYLIĞI BAĞLANMASI TALEBİ ( Davacının Eşinin ve Babasının 02.08.2003 Tarihinden Önce Vefat Etmiş Olmaları Nedeni İle 02.08.2003 Tarihinden Önceki Mevzuatın Uygulanacağı ve Davacının Eşinden Dolayı Almakta Olduğu Ölüm Aylığının “Geçimini Sağlayacak Gelir” Kapsamında Değerlendirilemeyeceğini Göz Önünde Bulundurarak Davacının Babasından Dolayı Alabileceği Aylık Bakımından Eşinden Aldığı Aylık Dışında Başkaca Geliri Bulunup Bulunmadığını Kapsamlı Bir Şekilde Araştırılması ve Yasa Maddelerine Göre Değerlendirme Yapıp Sonucuna Göre Bir Karar Verilmesi Gereği )

HEM DUL HEM YETİM AYLIĞI BAĞLANMASI TALEBİ ( Davacının Eşinin ve Babasının 02.08.2003 Tarihinden Önce Vefat Etmiş Olmaları Nedeni İle 02.08.2003 Tarihinden Önceki Mevzuatın Uygulanacağı ve Davacının Eşinden Dolayı Almakta Olduğu Ölüm Aylığının “Geçimini Sağlayacak Gelir” Kapsamında Değerlendirilemeyeceği/Davacının Babasından Dolayı Alabileceği Aylık Bakımından Eşinden Aldığı Aylık Dışında Başkaca Geliri Bulunup Bulunmadığını Kapsamlı Bir Şekilde Araştırılarak Karar Verileceği )

GEÇİMİ SAĞLAYACAK GELİR KRİTERİ ( Hem Dul Hem Yetim Aylığı Bağlanması Talebi - Davacının Eşinin ve Babasının 02.08.2003 Tarihinden Önce Vefat Etmiş Olmaları Nedeni İle 02.08.2003 Tarihinden Önceki Mevzuatın Uygulanacağı ve Davacının Eşinden Dolayı Almakta Olduğu Ölüm Aylığının “Geçimini Sağlayacak Gelir” Kapsamında Değerlendirilemeyeceği/Davacının Babasından Dolayı Alabileceği Aylık Bakımından Eşinden Aldığı Aylık Dışında Başkaca Geliri Bulunup Bulunmadığını Kapsamlı Bir Şekilde Araştırılarak Karar Verilmesi Gereği )

1479/m.45,46

ÖZET : Uyuşmazlık, davacının eşinin 08.04.1999 tarihinde ölümü nedeniyle 1479 Sayılı Kanun uyarınca aldığı ölüm aylığı yanında, 1479 Sayılı Yasaya tabi olan babasının 07.09.1980 tarihinde ölümü nedeniyle ayrıca yetim aylığı alıp alamayacağı noktasında toplanmaktadır.

Somut olayda yasal mevzuat doğrultusunda değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiş olması hatalı olmuştur.

Yapılacak iş, hem aylık bağlanmasına ilişkin 1479 Sayılı Kanun'un 45. maddesi hem de aylığın kesilmesi koşullarını düzenleyen 1479 Sayılı Kanun'un 3165 Sayılı Kanun ile değişik 46. maddesi bakımından davacının eşinin ve babasının 02.08.2003 tarihinden önce vefat etmiş olmaları nedeni ile 02.08.2003 tarihinden önceki mevzuatın uygulanacağını ve davacının eşinden dolayı almakta olduğu ölüm aylığının “geçimini sağlayacak gelir” kapsamında değerlendirilemeyeceğini göz önünde bulundurarak davacının babasından dolayı alabileceği aylık bakımından eşinden aldığı aylık dışında başkaca geliri bulunup bulunmadığını kapsamlı bir şekilde araştırmak ve belirtilen yasa maddelerine göre değerlendirme yapıp sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.

DAVA : A-)Davacı İstemi;

Davacı vekili, müvekkilinin eşinin 08.04.1999 tarihinde vefat ettiğini, kendisine 1479 Sayılı yasa kapsamında aylık bağlandığını, babasının da 07.09.1980 tarihinde vefat ettiğini, kendisinin eşinden dolayı aldığı aylık yanında babasından dolayı da aylığa müstahak olduğunu, 07.11.2016 tarihli aylık tahsis talebinin davalı Kurum tarafından reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek hem dul hem yetim maaşını birlikte alması, babasından dolayı da ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, müvekkilinin bu hakkının 5386 Sayılı yasanın tarihi olan 02.07.2005 tarihindehangi tarihte başladığının ve halen devam ettiğinin tespitine, ödenmeyen birikmiş maaş alacaklarının miktarının tespitine, tespit edilen birikmiş maaş alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 04/07/2017 tarihli celsede, tespit edilen birikmiş maaş alacaklarının miktarının tespitine, tespit edilen birikmiş maaş alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmişselerde taleplerini ''alacak'' değil tespit olarak düzelttiklerini beyan etmiştir.

B-)Davalıların Cevapları;

Davalı vekili, kurum tarafından yapılan işlemlerde kanun ve mevzuata aykırı bir durum olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı;

Yapılan yargılama sonucunda tüm dosya kapsamından ve itibar edilen bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere; 1479 Sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde, eşi üzerinden dul (ölüm) aylığı almakta olan davacıya, babası üzerinden de ölüm aylığı tahsis edilemeyeceği, süreç içerisindeki yasal değişiklikler karşısında da çift aylığa hak kazanamayacağı anlaşılarak, davacıya babasından dolayı 1479 Sayılı yasa kapsamında ölüm aylığı tahsisi mümkün olmadığından davacının davasının reddine karar verilmiştir.

D-)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı;

... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi'nce davacıya, babası yönünden hak sahibi sıfatını kazandığı eşinin ölüm tarihi itibarıyla yürürlükte olan 1479 Sayılı Kanun'un 46/2. maddesindeki, evliliğin sona ermesiyle kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanının ödeneceğine ilişkin hüküm karşısında çift aylık bağlanamayacağı ve eş üzerinden tahsis edilen aylığın daha fazla olduğu belirgin bulunduğu gibi, sonrasında yürürlüğe giren 5510 Sayılı Kanun'un 54. maddesi gereğince de uyuşmazlık konusu talebin olumlu karşılanmasının olanaksız olduğu, bu kapsamda kurum işlemi ile mahkeme kararında bir hata bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

E-) Temyiz Nedenleri,

Davacı vekili, müvekkil açısından 1479 Sayılı yasa açısından değerlendirme yapılacağını, bu yasa hükmünde hiçbir engel yokken, davanın reddedildiğini, buradan da anlaşılacağı üzere, yasalara, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına, ve diğer Yargıtay kararlarına tamamen aykırı olarak hüküm tesis edildiğini ve re'sen tespit edilecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

F-) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;

Uyuşmazlık, davacının eşinin 08.04.1999 tarihinde ölümü nedeniyle 1479 Sayılı Kanun uyarınca aldığı ölüm aylığı yanında, 1479 Sayılı Yasaya tabi olan babasının 07.09.1980 tarihinde ölümü nedeniyle ayrıca yetim aylığı alıp alamayacağı noktasında toplanmaktadır.

Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının eşinin 08/04/1999 tarihinde vefat ettiği, davacının babasının 07/09/1980 tarihinde vefat ettiği, davacının eşinden dolayı 01.04.1999 tarihinden itibaren ölüm aylığı aldığı, babasından dolayı da aylık bağlanması için Kuruma 07/11/2016 tarihli dilekçesi ile başvuru yaptığı, davalı Kurum tarafından hem eşinin hem de babasının Bağ-Kur sigortalısı olduğu eşinden dolayı ölüm aylığı aldığı belirtilerek aynı statüden iki ölüm aylığı bağlanamayacağı gerekçesi ile davacının talebinin reddedildiği, Kurum cevabından davacının eşi ve babasının 1479 Bağ-Kur sigortalısı olduğu anlaşılmaktadır.

01.10.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5510 Sayılı Kanun'un “Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortasına İlişkin Bazı Geçiş Hükümleri” başlıklı Geçici 1. maddesindeki; “17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 Sayılı Kanunlara göre bağlanan veya hak kazanan; aylık, gelir ve diğer ödenekler ile 08.02.2006 tarihli ve 5454 Sayılı Kanun'un 1. maddesine göre ödenmekte olan ek ödemenin verilmesine devam edilir. Bu gelir ve aylıkların durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili Kanun hükümleri uygulanır.” düzenlemesi uyarınca, davanın yasal dayanağı 1479 Sayılı Kanun'un 45 ve 46. maddeleridir.

Davanın yasal dayanağı olan 1479 Sayılı Kanun'un “Eş ve çocuklara, ana ve babaya tahsis yapılması” başlığını taşıyan 45. maddesinin 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 Sayılı Kanun'la değişik 2. fıkrasının (c) bendinde, sigortalının; 18 yaşını (veya ortaöğretim yapması halinde 20 yaşını, yükseköğretim yapması halinde 25 yaşını) doldurmamış veya yaşları ne olursa olsun çalışamayacak durumda malul bulunan çocukları ile geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak koşulu ile yaşları ne olursa olsun evlenmemiş kız çocuklarına aylık bağlanacağı belirtilmiş, daha sonra 04.10.2000 günü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 619 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bentteki “geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak” koşulu, “...bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmama, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almama” olarak değiştirilip 1479 Sayılı Kanun'un “Ölüm aylığının kesilmesi” başlıklı 46. maddesinin 2. fıkrasına, “Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanı ödenir.” cümlesi eklenmiş, ancak, söz konusu KHK, Anayasa Mahkemesi'nin 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 gün 61/34 Sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

İptale konu düzenleme daha sonra bu kez kanun koyucu tarafından 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren ve anılan (c) bendini değiştiren 4956 Sayılı Kanun'un 23. maddesiyle benimsenerek, sigortalının evli olmayan/boşanan/dul kalan kız çocuklarına ölüm aylığı bağlanabilmesi için “geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak” şartı, “... bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmama, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almama” olarak değiştirilmiş, aynı zamanda 46. maddenin 2. fıkrasına da “Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanı ödenir.” cümlesi yeniden eklenmiştir.

Somut olayda yukarıda açıklanan yasal mevzuat doğrultusunda değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiş olması hatalı olmuştur.

Yapılacak iş, hem aylık bağlanmasına ilişkin 1479 Sayılı Kanun'un 45. maddesi hem de aylığın kesilmesi koşullarını düzenleyen 1479 Sayılı Kanun'un 3165 Sayılı Kanun ile değişik 46. maddesi bakımından davacının eşinin ve babasının 02.08.2003 tarihinden önce vefat etmiş olmaları nedeni ile 02.08.2003 tarihinden önceki mevzuatın uygulanacağını ve davacının eşinden dolayı almakta olduğu ölüm aylığının “geçimini sağlayacak gelir” kapsamında değerlendirilemeyeceğini göz önünde bulundurarak davacının babasından dolayı alabileceği aylık bakımından eşinden aldığı aylık dışında başkaca geliri bulunup bulunmadığını kapsamlı bir şekilde araştırmak ve yukarıda anılan Yasa maddelerine göre değerlendirme yapıp sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.

O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

KARAR VE SONUÇ : Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 Sayılı HMK'nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (kazanci.com.tr)

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
İran’da eylemcilere idam kararı onaylandı
İran’da eylemcilere idam kararı onaylandı
Şebnem Korur Fincancı gözaltına alındı
Şebnem Korur Fincancı gözaltına alındı